Son dönemde dünya genelinde meydana gelen siyasi ve ekonomik dalgalanmalar, özellikle Avrupa ve Türkiye arasındaki ilişkileri daha da karmaşık bir hale getirdi. Avrupa Birliği ülkelerinin Türkiye'ye yönelik yaptırım tehditleri, bu ilişkinin gidişatını nasıl etkileyecek? Avrupa’nın gözü İstanbul üzerinde; zira Türkiye’nin yürüttüğü dış politika, Avrupa’nın stratejik işbirliklerini ve güvenlik politikalarını doğrudan etkiliyor. Bu bağlamda, 2023 yılı itibarıyla, Avrupa'nın Türkiye’ye karşı alacağı olası yaptırımların neler olabileceği ve bunun Türkiye ekonomisine etkileri geniş bir yer tutuyor.
Avrupa, Türkiye'nin son zamanlarda sergilediği hareketliliği dikkatle izliyor. Özellikle enerji arayışları, Suriye'deki durumu ve Doğu Akdeniz’deki keşif faaliyetleri, Avrupa'nın endişelerini artırmış durumda. Anlaşmazlıkların derinleşmesi, taraflar arasında gerginliği tırmandırırken, Avrupa'nın kararlılığı da belirginleşiyor. Ekonomik yaptırımlar, siyasi baskı araçları olarak öne çıkarken, Avrupa Komisyonu’nun Türkiye ile ilgili alacağı kararlar, birçok sektörde yankı uyandıracak gibi görünüyor. Hangi alanlarda yaptırımların devreye girebileceği ise merakla bekleniyor.
Olası yaptırımların Türkiye ekonomisi üzerindeki etkileri tartışma konusu. Uzmanlar, mali kısıtlamaların, ticari ilişkilerde köklü değişikliklere neden olabileceğini belirtiyor. Avrupa, Türkiye’nin en büyük ticaret ortaklarından biri ve bu ilişkilerdeki herhangi bir krizin, her iki taraf için de geri dönülmesi zor sonuçlara yol açabileceği düşünülüyor. Özellikle, enerji ithalatında yaşanacak zorluklar, Türkiye için ciddi maliyetler doğurabilir. Hali hazırda Avrupa'nın, Türkiye ile olan enerji ortaklıkları üzerine düşünmesi gerektiği herkesin malumu. Ankara’da yapılan açıklamalar, ‘bu baskılara karşı direneceğiz’ şeklinde olmasına karşın, dış yatırımcıların güveni sarsılabilir. Türkiye jeopolitik konumu dolayısıyla önemli bir aktör; ancak Avrupa’nın doğal gaz ve enerji güvenliği üzerindeki kaygıları, ekonomik yaptırımların genişlemesine zemin hazırlayabilir.
Sonuç olarak, Avrupa'nın İstanbul üzerindeki gözü, sadece ikili ilişkiler anlamında değil, aynı zamanda bölgesel güvenlik dinamikleri çerçevesinde de önem kazanmış durumda. Gerilimlerin nasıl sonuçlanacağı, Türkiye’nin dış politikada göstereceği titizlikle doğru orantılıdır. Dönem, sadece Türkiye için değil, Avrupa ve dünya için de kritik bir viraj olarak tarihe geçecek gibi görünmekte. Avrupa'nın bu konudaki kararlılığı, hem uluslararası ilişkiler hem de ekonomik istikrar açısından köklü değişikliklere yol açabilir.