Lise Giriş Sınavı (LGS), her yıl Türkiye genelinde yüz binlerce öğrencinin liseye geçiş için girdiği önemli bir sınavdır. 2023 yılında gerçekleştirilen LGS sınavı ise, öğrenciler arasında büyük bir tartışma konusu haline geldi. Özellikle sınavda yer alan zorlayıcı sorular, birçok öğrencinin beklediği gibi geçemediği anlamına geliyor. Öğrencilerin sınav sırasında yaşadığı zorluklar, hem akademik başarılarını hem de geleceklerini etkileyeceğinden, bu konunun üzerinde durulması büyük önem taşıyor.
Bu yılki LGS sınavında "eleme" işlevini gören sorular, özellikle sayısal ve sözel alanlarda ciddi bir zorluk yarattı. Sayısal alanda birçok öğrenci, matematik ve fen bilimleri derslerinden gelen sorular karşısında çaresiz kaldı. Matematikte yer alan problem çözümlerini bulma gerekliliği, öğrencilerin çoğunun zihinlerinde karışıklığa neden oldu. Önceki yıllarda daha belirgin ve basit olan mantıksal ilişkileri kurmak, bu yılda daha karmaşık hale geldi. Bunun yanı sıra, fen bilimleri soruları da yoğun bir şekilde kavramsal bilgiye dayandığı için birçok öğrenci bu alanda da zorlandı.
Sözel alana geldiğimizde ise, Türkçe ve edebiyat derslerinden sorulan soruların karmaşıklığı, öğrencilerin okuma-anlama becerilerini test ederken, aynı zamanda dil bilgisi ve yazım kurallarına olan hâkimiyetlerini de sorguladı. Okuma parçaları, öğrencilerin dikkatini çekmekten çok, dikkat dağıtıcı unsurlar içeriyordu. Bu nedenle, birçok öğrenci metni doğru yorumlamakta ve sorulara yanıt vermekte zorlandı. Özellikle edebi terimlerin ve anlatım biçimlerinin bilinirliği az olan öğrenciler, bu sorularda daha ciddi sonuçlarla karşılaştı.
LGS sınavının ardından, öğrenciler ve veliler sosyal medyada ve çeşitli platformlarda bu durum hakkında pek çok yorumda bulundu. Çoğu öğrenci, sınavın zorluğundan dolayı endişeli olduklarını belirtirken, veliler ise çocuklarının bu tür bir zorlukla karşılaşmasını istemediklerini ifade ettiler. "Sınavın mantığı ne?" gibi sorular gündeme geldi. Eğitimciler ve alanında uzman kişiler de, bu zorluğun eğitim sisteminin bir sonucu olduğunu vurgulayarak, öğrencilerin geçmiş yıllara göre daha iyi bir hazırlık süreci geçirmeleri gerektiğini belirttiler.
Bu yılki LGS’nin, öğrencilerin yeteneklerini ölçmek amacıyla zorluk seviyesinin artırıldığını savunan bazı eğitimciler, bunun aslında uzun vadede faydalı olabileceği düşüncesindeler. Ancak, bu düşünce, mevcut öğrenci kitlesinin yaşadığı kaygıları ve psikolojik etkileri göz önünde bulundurmadığı için tartışmalara neden oldu. Kesin sonuçların ilanı beklenirken, birçok öğrenci ve veli, beklenmeyen sürprizlerle karşılaşma korkusunu yaşıyor.
Bütün bu tartışmaların yanı sıra, sınav sonuçlarına ulaşabilmek için öğrenciler arasında büyük bir hırs ve rekabet de söz konusu. Öğrenciler, kendilerinden önceki kuşakların yaşadığı başarı hikâyelerini göz önünde bulundurarak, ailenin ve toplumun başarı beklentilerine karşı durmak zorunda kalıyorlar. İlerleyen günlerde, LGS sonuçlarının açıklanmasıyla birlikte, öğrencilerin yaşadığı bu gergin sürecin nasıl sonuçlanacağını hep birlikte göreceğiz.
Sonuç olarak, LGS’deki bu zorlayıcı sorular, sadece öğrencilerin akademik performansını değil, aynı zamanda psikolojik durumlarını da etkiledi. Eğitim sisteminin bu durumu nasıl ele alacağı ve gelecekteki sınavların yapısının nasıl değişeceği konusunda belirsizlikler sürerken, eğitimciler ve aileler, çocuklarına destek olmanın yollarını araştırmak için daha fazla çaba sarf etmek zorunda kalacaklar. Eğitimdeki bu belirsizlik ve rekabet ortamı, gelecekteki nesillerin eğitim yolculuklarında belirleyici bir etken olmaya devam edecektir.