Mısır, son günlerde Gazze’ye destek vermek için planlanan bir yürüyüşü engelleyerek hem ulusal hem de uluslararası düzeyde büyük bir tartışma yarattı. Aktivist grupları, bu yürüyüşü Gazze'deki insani krize dikkat çekmek amacıyla düzenlemişti. Ancak Mısır hükümetinin yürüyüşe izin vermemesi, birçok kişinin özgürlük ve insan hakları konusundaki endişelerini yeniden gün yüzüne çıkardı. Mısır’ın söz konusu kararının ardında yatan nedenler, hem ülkenin iç politikası hem de uluslararası ilişkileri açısından gözlerin üzerine çevrilmesine sebep oldu.
Mısır hükümeti, ülkenin güvenliğini gerekçe göstererek Gazze’ye destek yürüyüşüne izin vermedi. Mısır, tarihsel olarak Arap dünyasında önemli bir aktör olmasının yaninda, güvenlik politikalarını da oldukça sert bir şekilde yürütüyor. Bu nedenle, Gazze’ye gidecek olan aktivistlerin sınırlar içinde güvenlik açığı yaratabileceğinden endişe ediyor. Hükümet yetkilileri, yürüyüşün ülke sathında karışıklıklara yol açabileceği ve muhalefet gruplarının bu durumu kendi lehine kullanabileceği konusunda çekinceleri olduğunu belirttiler. Ayrıca, Mısır’ın Hamas ile olan karmaşık ilişkileri ve İsrail’le olan sınır güvenliği politikaları, bu kararı almasının bir başka önemli nedeni olarak öne çıkıyor.
Mısır’ın bu kararı, ülkede ve dünyanın dört bir yanında pek çok destekleyici ve insan hakları aktivisti tarafında tepkiyle karşılandı. Aktivist grupları, Mısır hükümetinin insan hakları ihlalleri yaptığına dikkat çekerek, devletin sadece yürüyüşü değil, aynı zamanda ifade özgürlüğünü de kısıtladığını savunuyor. Sosyal medya aracılığıyla global bir kampanya başlatan aktivistler, Mısır’ın bu tutumunu kınarken, Gazze’deki insani yardımların sürmesi gerektiğine vurgu yapıyor. “Ellerimizi bağladılar, ama kalplerimiz Gazze’de,” diyen bir aktivist, bu tür yasakların asıl amacının insanları susturmak ve Gazze’nin sesini bastırmak olduğunu belirtti.
Buna ek olarak, uluslararası sivil toplum kuruluşları ve insan hakları izleme dernekleri, Mısır’ı bu kararından dolayı kınayarak, yürüyüşün serbest bırakılması için çağrıda bulundular. Gazze’deki insanlık durumunun ciddiyetine dikkat çekerek, her türlü yardım ve destek çabasının teşvik edilmesi gerektiğini vurguladılar. Global mücadelenin bir parçası olarak, aktivistlerin bu tür engelleri aşmakta kararlı oldukları ve desteklerini sürdürme yönündeki kararlılıkları dikkat çekti.
Mısır, geçmişte olduğu gibi yine tartışmalı bir pozisyon aldı ve kararın arka planında yatan siyasi dinamikler, ülkenin gelecekteki politikalarına da yön verecek gibi görünüyor. Aktivistlerin Gazze’ye olan destek yürüyüşü, sadece oradaki insanlara yardım etmekle kalmayıp, aynı zamanda bölgedeki sıcak gündemi bir kez daha öne çıkardı. Mısır hükümetinin bu kararı, sadece yerel bir mesele değil, aynı zamanda uluslararası ilişkilerde de yankı uyandıracak gibi görünüyor.
Sonuç olarak, Mısır’da yürüyüşün engellenmesi, sadece bir aktivist grubunun mücadelesi değil, aynı zamanda insan hakları, özgürlükler ve uluslararası dayanışma üzerine bir tartışma ortamı oluşturdu. Gazze’ye destek amaçlı olan bu tür faaliyetlerin önündeki engellerin kaldırılması gerektiği, artık daha fazla insan tarafından dile getirilmeye başlandı. Mısır’ın bu sert tutumu, gelecekte de benzer eylemlerin engellenip engellenmeyeceği konusunda belirsizlik yaratırken, aktivistlerin kararlılığı ise umut verici bir şekilde devam ediyor.