28 Ekim 2023 tarihinde Türkiye'nin kuzey sahilinde yer alan Samsun'da, Richter ölçeğine göre 3.6 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Saat 15:24 sıralarında kaydedilen bu sarsıntı, bölge halkında kısa süreli panik yarattı. Depremin merkez üssü, Samsun'un Canik ilçesi olarak belirlendi. Sarsıntı, derinliği 7.4 kilometre olarak kaydedildi. Resmi kaynaklardan gelen ilk açıklamalara göre, deprem nedeniyle maddi hasar veya yaralanma bildirilmedi. Ancak, Rick-ter ölçeğindeki bu sarsıntı birçok vatandaşın korku içerisinde dışarı fırlamasına sebep oldu.
Dar bir alanda meydana gelen bu sarsıntı, genel olarak Türkiye'nin sismik olarak aktif bir bölge olduğunu bir kez daha hatırlattı. Türkiye, yıllık ortalama 10.000 depremin kaydedildiği bir ülke olup, hele ki 1999 İzmit depreminden sonra bu konuda insanlar daha fazla bilinçlenmiş durumda. Uzmanlar, depremin ardından yaşanabilecek artçı sarsıntıya karşı vatandaşları uyarıyor. Samsun şehrinin sismik yapısı hakkında konuşan Prof. Dr. Ahmet Yılmaz, 'Bölgemizdeki yer altı fay hatlarının durumu her zaman dikkate alınmalı. Gelişmeler takip edilmeli ve yapıların depreme dayanıklılığı artırılmalı' ifadelerinde bulundu.
Yerel yönetimler, deprem sonrası gerekli önlemleri almakta kararlı olduklarını belirtirken, halkın bu durum karşısında bilgilendirilmesi de önem taşıyor. Bu tür depremlerin sürekli bir şekilde izlenmesi gerekiyor. Şehirde yaşayan vatandaşlar, depremleri daha da iyi anlamak için afet ve acil durum yönetimi ile ilgili eğitimler alabilecek. Ayrıca, belediye, sarsıntı sonrasında kamuoyuna bilgi akışını sağlamak ve gerekirse acil durum planlarını devreye almak konusunda oldukça hassas.
3.6 büyüklüğündeki bu depremin ayrıca bir uyanış fırsatı olabileceği düşünülüyor. Şehirdeki insanlara, deprem hazırlığı ve güvenliği konusunda daha çok dikkat etmeleri gerektiği vurgulanıyor. Yerel güvenlik güçlerinden ve sağlık kuruluşlarından gelen bilgiler, afet anında hangi önlemlerin alınması gerektiği konusunda eğitici seminerlerin düzenlenmesi yönünde. Deprem sırasında nasıl davranılacağına dair bilgilendirme yapmak oldukça kritik. Ayrıca şehrin kritik noktalarındaki binaların, resmi ve özel sektörde deprem yönetmeliklerine uygun yapılıp yapılmadığı da gözden geçirilmeli.
Özellikle, zor durumda kalabilecek yaşlılar ve çocuklar için bu tür eğitimlerin etkili olacağına vurgu yapılıyor. Hem bireylerin, hem de toplumun sağlığı açısından yapılacaklar listesi oluşturulmalı. Deprem anında ne yapılacağı, acil durum planları ve sağlık hizmetlerinin nasıl ulaşılacağı gibi bilgiler, yaşam kurtarıcı olabilir. Daha organize bir toplum yapısı için bu konulara daha fazla odaklanmak şart. Eğitimleri hem okul müfredatına hem de yetişkin eğitimi programlarına dahil etmek, toplum olarak bize büyük bir fayda sağlayacaktır.
Sonuç olarak, Samsun’da yaşanan bu 3.6 büyüklüğündeki depremin ardından, sarsıntının getirdiği korku ve panik elbette önemli. Ancak, daha büyük bir felaket yaşanmadan önce alınacak tedbirlerin ne kadar hayati olduğunu vurgulamak gerekiyor. Türkiye'deki depremler, sadece doğal bir olay değil, aynı zamanda yaşantımızı etkileyen mühim sebeplerdir. Dolayısıyla, tüm vatandaşların deprem öncesi, sırasında ve sonrasında neler yapmaları gerektiği konusunda bilinçlendirilmesi elzemdir. Buradan hareketle, felaketlere karşı hazırlıklı olabilmek için ortak bir toplumsal bilince ihtiyacımız var. Eğitim ve hazırlık, hayat kurtarır! Bu nedenle, tüm Samsun halkını ve Türkiye'yi bu konularda daha dikkatli bir yaklaşım benimsemeye çağırıyoruz.