Günümüz teknolojisi hızla değişiyor ve birçok sektör dijitalleşme sürecine girdi. Ancak, bazı girişimciler, teknolojinin bu yıkıcı gücüne karşı geleneksel zanaatları yaşatmak için çaba sarf ediyor. İşte bu noktada, kendilerini ve mesleklerini teknolojiyle harmanlayan bir baba-oğul hikayesi karşımıza çıkıyor. Bu hikaye, nostaljiyi, yaratıcılığı ve aile bağlarını gözler önüne seriyor. Zamanın eskitemediği bu baba mesleği, modern dünyada yeni bir soluk kazanarak ayakta durmayı başarıyor.
Ahşap işçiliği, yüzyıllardır süregelen bir zanaat. Ancak dijitalleşmenin hızı, pek çok zanaat dalını tehdit ederken, Ziya Usta ve oğlu Ali, bu mesleği yaşatmak için yeni bir yol haritası oluşturdular. Ziya Usta, yıllarca geleneksel yöntemlerle yaptığı eşya ve aksesuarları, oğluyla modern teknikler ve tasarımlar kullanarak yenileyip piyasaya sunuyor. Böylece hem geçmişin mirasını yaşatıyor hem de yeni nesil müşterilere hitap ediyorlar.
Ali, aslında babasının yanında bu mesleği öğrenmeye başlamadan önce, dijital tasarıma ilgi duyuyordu. 3D modelleme ve CAD yazılımlarının gücünü kullanarak, babasının yaptığı geleneksel ahşap işçiliğini çağdaş bir dokunuşla yeniden tasarlama fikri, ikisi için de büyüleyici bir yolculuğun başlangıcı oldu. Geleneksel işçilikle modern teknolojiyi harmanlamak, onların işlerini sadece yerel değil, uluslararası pazarda da duyulabilir hale getirdi.
Ziya Usta'nın yıllardır sürdürdüğü zanaat, birçok açıdan kendine özgü bir deneyim sunuyor. Ahşap işleyiciliği, sadece fiziksel bir ürün oluşturmakla kalmayıp, aynı zamanda bir kültürel mirasın aktarımını da içeriyor. Ancak dijital dünyayla birlikte, bu mirası sürdürebilmek için modernize etmek kaçınılmaz hale geldi. İşte burada Ali'nin bilgisini ve gençliğini kullanarak, geleneksel ahşap işçiliğini farklı bir boyuta taşımasını sağlayan unsurlar devreye girdi.
Artık sadece yerel müşterilere değil, internette geniş kitlelere ulaşabilen bir marka haline gelmeleri, sosyal medyada etkili bir şekilde aktif olmalarıyla mümkün oldu. Ziya ve Ali, Instagram, Facebook ve Pinterest gibi platformları kullanarak tasarımlarını sergiliyor, potansiyel müşterileri ile etkileşimde bulunuyorlar. Ali, "Teknolojiyi kullanmak, geleneksel zanaatlarımızın daha geniş kitlelere ulaşmasını sağlıyor. Herkesin evinde yer alabilecek, modern bir estetik anlayışla hayat bulan ürünler yaratmak istiyoruz," diyor.
Baba-oğul ekibi, ahşap işçiliği konusunda sadece üretimle sınırlı kalmıyor; aynı zamanda eğitim vererek bu zanaatın geleceğini garantilemeye çalışıyorlar. Ziya Usta, yerel okullarda atölye çalışmaları düzenleyerek çocuklara ahşap işçiliği öğretirken, Ali ise online kurslar aracılığıyla genç yetişkinlere yönelik eğitim programları hazırlıyor. Bu sayede, hem mesleği yaşatmak hem de yeni nesillerin bu değerli zanaatla tanışmasını sağlamak istiyorlar.
Sonuç olarak, Ziya Usta ve Ali'nin hikayesi, teknolojiyle geleneksel zanaatın nasıl bir araya getirilebileceğini ve geçmişten geleceğe güçlü bir bağın nasıl kurulabileceğini gösteriyor. İleriye dönük hedefleri ise, zanaatlarını daha fazla insana ulaştırmak ve geleneksel işçiliği modern dünyanın gereklilikleriyle harmanlayarak, özgün tasarımlar üretmek. Babadan oğula geçen bu meslek, sadece bir iş değil; aynı zamanda bir üst nesle bıraktıkları değerli bir miras olarak anılmaya devam edecek.
Teknolojinin kazandırdığı yeniliklerle, Ziya Usta ve Ali'nin çalışmaları, sadece birer ürün değil, aynı zamanda kültürel bir hikaye ve bağlılık sembolü haline geliyor. Geleneksel zanaatın sürdürülmesi ve geliştirilmesi için gösterdikleri çaba, birçok girişimciye ve meslek erbabına ilham kaynağı olmaya devam edecektir.