Son yıllarda Orta Doğu'daki siyasi dengeler, birçok ülkede olduğu gibi Türkiye'de de oldukça farklı yansımalar bulmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, yaptığı açıklamalarla İsrail’e karşı sergilenen tutum ve Türkiye’nin bu konudaki kararlılığını gözler önüne serdi. Altun, “İsrail'e en yüksek tepkiyi gösteren ülkelerin başında geliyoruz” ifadesiyle Türkiye’nin duruşunu net bir şekilde ortaya koydu. Bu açıklamalar; Türkiye'nin hem iç hem de dış siyaset açısından önemli bir mesaj niteliği taşımakta.
Türkiye, Filistin meselesinde tarihsel ve kültürel anlamda güçlü bir bağa sahip olmanın yanında, son yıllarda bu konudaki diplomatik duruşunu daha da belirginleştirmiştir. Fahrettin Altun’un dikkat çektiği üzere, Türkiye, her zaman Filistin halkının yanında yer almış ve bu konuda sesini yükseltmiştir. Sosyal medyada ve uluslararası arenada yapılan çağrılar ile birlikte, Türkiye'nin tepkisi dünya genelinde yankı uyandırmış ve birçok ülke tarafından örnek gösterilmiştir. Altun, Türkiye’nin sergilediği bu duruşu yalnızca bir eleştiri olarak değil, hukuki bir zemin üzerine oturtması gerektiğini vurgulayarak Türkiye'nin uluslararası insan hakları ve adalet konusundaki duyarlılığını öne çıkardı.
Fahrettin Altun'un açıklamaları, Türkiye’nin Fisilistin ile ilgili siyaseti çerçevesinde atılacak adımlar hakkında da ipuçları verirken, aynı zamanda uluslararası alanda daha aktif bir rol üstlenme hedefini de ortaya koymuştur. Olayların büyüklüğü karşısında, Türkiye’nin duruma karşı samimi tepkisinin ve diplomatik girişimlerinin artması beklenmektedir. Bu bağlamda alınacak kararlar, hem Türkiye’nin uluslararası ilişkilerindeki gücünü artıracak hem de Filistin meselesindeki konumunu pekiştirecektir. Altun, bu noktada, dünya ülkelerinden Türkiye’nin sergilediği bu kararlı tutum ve tepkiyi desteklemelerini istemiştir. Bu bağlamda, Altun’un belirttiği gibi, Türkiye’nin dış politika stratejileri; yalnızca iç politikadaki tepkiler ile değil, aynı zamanda uluslararası işbirlikleri ve dayanışma çağrılarıyla da desteklenmelidir. Türkiye'nin, demokratik değerleri ve insan hakları vurgusunu ön planda tutarak yürütülecek politikalarda doğru adımlar atması, hem Filistin halkı hem de dolaylı etkilerle bölgedeki diğer müslüman ülkelerin geleceği açısından önem taşımaktadır. Türk hükümetinin, özellikle BM ve diğer uluslararası platformlarda daha görünür bir şekilde Filistin meselesini gündeme taşımak için çaba harcaması, Türk halkının da büyük bir destek bulması beklenmektedir.